Koronavirüs tedbirleri kapsamında mart ayında kapanan düğün salonları 1 Temmuz’da açıldı. Koronavirüs tedbirleri kapsamında açılan salonlarla ilgili bakanlığın yayınlamış olduğu genelgeye göre; düğün salonlarındaki kapasite düşürülülecek halay benzeri geleneksel oyunlar oynanmayacak. Dikim evleri, düğün salonlarında halayların çekilmemesinin, geleneksel oyunların oynanmamasının kültürel kıyafetlere olan talebi oldukça düşürdüğünü belirtti. Gazetemize konuşan Halk Oyunları Eğitmeni ve aynı zamanda yöresel kıyafetlerin üretimi yapan Nihat Tezer, daha önce düğün salonlarında 500 kişi varsa birçoğunun yöresel kıyafet giydiğini şimdi ise çocuklara farklı bir renk olsun diye giydirildiğini, salonlarda geleneksel oyun oynatılmamasının da, geleneksel kıyafet giyilmez anlayışını getirdiğini ve talebin olmadığını vurguladı.
Yöresel kıyafetlere talepler kesildi
Tezer, düğünlerde halayların yasaklanmasının yöresel kıyafetleri nasıl etkilediğini şu sözlerle ifade etti: “Bizim dikim evi olarak birçok modelimiz var. Gündelik ve özel günlerde giyilen kıyafetleri dikiyoruz. Mart ayında başlayan pandemi süreci ile birlikte Nevroz gibi etkinlikler, düğünlerin iptal olmasıyla beraber bu tarz yöresel giyimlere talep de kesildi. İş yerimiz yaklaşık iki ay kapalı kaldı. Herhangi bir gelirimiz olmadığı için gelip dükkanımızı açtık. Şuan sadece talep üzerine dikimler yapıyoruz. Arkadaşlar destek amaçlı gelip sipariş veriyorlar. Düğünler 1 Temmuz’da açılmasına rağmen henüz bize gelen bir talep yok. Çünkü salonlarda geleneksel oyunlar oynanılmazsa kültürel kıyafet de giyilmez. Bu anlayışla kimse gelip sipari,ş vermiyor. Eskiden bir düğün salonunda 500 kişi varsa 450 kişi öözellikle kına gecelerinde yöresel elbise giyerdi. Şuan ise çocuklar için farklı bir renk olsun diye giydiriliyor. Diyarbakır’da bizim gibi birçok dikim evi var. Salonların kapasitesi az olmasından dolayı az sınırlı sayıda talep oluyor bu da yetmiyor”
‘Bizde sanki kültürel bir kısıtlamaya gidildi’
Tezer, “Asıl sorun şudur; camilerde namaz yasağı kalktı. Dini kesinlikle kıyaslamıyoruz o ayrı bir şey ama camilerde namaz kılmak serbest, kafeler tıklım tıklım, birçok kuruluş açıldı. Salgından kaynaklı sosyal mesafe kuralı deniliyor ama Türkiye geneline bakarsak birçok sosyal mesafe kuralı aşıldı. Bizim düğünlerde çok yoğun katılım sağlanır. Bugün batıya göre kıyaslarsan batıda çiftetelli oynanır. Zaten doğalında sosyal mesafe korunmuş oluyor. Ama bizde sanki kültürel bir kısıtlamaya gidildi. Neden böyle düşünüyorsunuz diye soracak olursanız; bir kaç gün önce bir programın finalinde insanlar iç içe maskesiz bir şekilde oturdular. Sosyal mesafeyi geçtim hiçbirinde maske yoktu. Bunun uyarısı dahi yapılmadı. Eğer orada herhangi bir salgın yoksa ya da bulaşmıyorsa bu buraya özgü mü?” Kaynak: Yenigün